The controller for path '/plugins/' was not found or does not implement IController.

Geleneksel İslam öğretisinin şekillenmesinde, vahiy-sünnet/hadis ilişkisine dair telakkilerin ve bu konudaki tartışmaların belirleyici bir rolü vardır. Eserde, hadis ve Sünnet’in İslam tarihi boyunca ve modern dönemde farklı grup ve çevreler tarafından nasıl anlaşıldığı ve bunun sonuçları sahâbe döneminden başlayarak ele alınmakta, geçmişte ve günümüzde muhtelif kesimler arasındaki hadis ve Sünnet odaklı görüş farkları, tartışmalar ve oluşumlar incelenmekte, en muhafazakâr hadişçi/esercisinden, bu konularda en akılcı ve şüpheci olanına kadar çeşitli grupların yaklaşımları değerlendirilmekte, böylece İslam dünyasında sadece geçmişte kalan değil, günümüzde cereyan eden ve giderek derinleşen tartışmaları da arka planıyla anlamaya bir pencere açılmaktadır.

Kuşkusuz, İslam’ın asıl ve birincil kaynağı olan Kur’ân-ı Kerîm Yüce Yaratan’ın kelamıdır ve 23 yıllık peygamberliği esnasında yaşanan olaylarla da iç içe olarak Hz. Peygamber’e Allah’tan vahiy olarak inmiştir. Kur’an’ı insanlığa tebliğ eden,  açıklayan ve örnek hayatıyla uygulayan ise Hz. Peygamber’dir. Yüce Allah O’na hitaben “Sana da, insanlara, kendilerine indirileni açıklayasın diye bu Zikr’i (Kur’an’ı) indirdik” buyurmaktadır. Bu sebepledir ki, Hz. Peygamber’in hadisleri ve yaşayışı (siyer) ile bunların bütününden ortaya çıkan, kısaca “Resûlullah’ın din ve dünya hayatına dair temel anlayış ve tutumu” diye ifade edebileceğimiz “Sünnet-i seniyyesi” İslam dininin vazgeçilmez ikinci kaynağıdır. Kur’an’ın getirdiği mesajın anlaşılması, ilke ve amaçlarının hayata yansıtılması, İslam’ın inanç ve ibadet hayatımıza, bireysel ve sosyal hayatımıza getirdiği evrensel davetin kavranabilmesi için Hz. Peygamber’in sünnetinin ve örnek hayatının bilinmesi; dahası Kur’ân-ı Kerîm ile Hz. Peygamber’in sünneti arasındaki kopmaz bağın mahiyetinin yakından tanınması gerekir.